İzleyiciler

28 Eylül 2013 Cumartesi

BOYADIKLARIMDAN...

SALLAMA POŞET ÇAYLAR İÇİN KUTU....AHŞAP ÜZERİNE BOYUTLU
                   DEKUPAJ ÇALIŞMASI...

         AHŞAP ÜZERİNE BOYUTLU DEKUPAJ ÇALIŞMASIYLA POŞET ÇAY KUTUSU.
sol yandaki çaydanlık, sağdaki kavanoz resmi

          ÖNCE AHŞAP KUTUYU BOYUYORUZ....       DAHA SONRA  HAZIR HAMUR
MALZEMESİNDEN İSTEDİĞİNİZ ŞEKLİ VERİP YAPIŞTIRARAK ÜZERİNE KESTİĞİNİZ RESMİ YAPIŞTIRIYORSUNUZ....
Çaylarım
POŞET ÇAYLARI KOLAYCA ALABİLMEK İÇİN İŞE YARIYOR 
Çay takımı resimleri
              Aynısından yeğenim Burcu'ya , değişik bir versiyonundan da kuzenim İpek'e yaptım...Sırada                            ablacım    var....
Diğer yandan görünüşü


27 Eylül 2013 Cuma

ÖRDÜKLERİMDEN...HASIR İPTEN ÇANTAM...



Hasır ipten ördüğüm çantam...Tabanını patikleri ördüğümüz gibi oval olarak sık iğne den artırarak başladım.Daha sonra örneğe geçerek bütün halde bitirdim.....



             Sapını  yine örerek de yapabilirdim ama çantacıda deriden yaptırmayı tercih ettim bu sefer


   Astarını da kendim diktim ; istediğim gibi bölümlerini de yapıp çantaya geçirdim..Kendi el emeğinin işe yaradığını görmek hele kullanmak keyif verici...

25 Eylül 2013 Çarşamba

YAZILARIMDAN...BİZİM OYUNCAKLARIMIZ AZDI AMA DAHA MUTLUYDUK SANKİ...


Evet bir zamanlar bizim de ıngaa diyen bebeğimiz vardı..

.Bizim küçüklüğümüzde öyle fazla oyuncaklar yoktu; belki bir tek bebeğimiz varsa nasıl mutlu olurduk.. Bizden önce o da yokmuş yalnız bezden bebekler varmış...Erkekler için de tahtadan arabalar lükstü belki ;ipler bitince makaralardan araba tekerleği yapılırdı...
 Önce naylon bir bebeğim vardı anacığım hem bana hem bebeğime aynı örnekten elbise örmüştü . Daha sonra annemler anannemi Hacdan karşılamaya İstanbula gittiklerinde kuzenim le ikimize bebek getirdiler biri sarışın biri siyah saçlı idi..Üzerinde Filiz Akın; Türkan Şoray yazıyordu.....Türkan Şoray benim oldu...Bebeklerin eski bebeklerden farkı saçlarının olması , kirpiklerinin oynaması, naylon değilde daha bir kaliteli plastikten olması, kıyafetlerinin modaya uygun olmasıydı..Bir de yatırıp döndürünce ''ıngaa'' diye ses çıkarmasıydı... Şimdiki bebeklere bakıyorum da gerçekten canlı gibiler oynuyorlar , konuşuyorlar ...

Ne güzel evcilikler oynardık arkadaşlarımızla ve özellikle kuzenim İpekle.. Öğretmencilik , fakircilik.. Bir yaz onlar Gediz'e geldiklerinde Bursa'daki evlerine hırsız girip baya bir zayiat verince annem kuzenime :- Berrinle ikiniz fakircilik oynayıp durdunuz da işte fakir oldunuz ''dediydi .. Onun derdi de evi alt üst etmemizdi ;hangi role büründüysek dolaptan hepsini indirir , sonra da yerleştirmezdik tabii....

..Akraba sofralarında davetlerde büyüklerimiz  beni işaret ederlerdi sofranın cılız ve  iştahsız olanlarına :- '''''Bakın Berrin'den yemek öğrenin '''''derlerdi.. Tabii ben temelli gaza gelip yumulurdum yemeklere iyice.. . Eski Gediz'de bizim evin üst katında Operatör Dr.  ve hanımı Diş doktoru kirada duruyorlardı.. Benim yaşıtım olan kızları Sibel çok iştahsızdı; sabah annesinin ağzına koyduğu lokmayı akşama kadar ağzında tutardı.. Annesi beni çağırırdı o yemek yerken ki beni görsün de iştahı açılsın diye  ...Ben her zaman yemeye hazır bir çocuk olarak hemen koşardım yukarıya... Bir keresinde Dişçi teyze Sibeli yedirme vazifesini bana verdi ... Uğraşıyorum yemiyor o kadar sıkıldım ki yumuldum yemeye başladım ... Bir de son kaşığı daldırıp yutarken dişçi teyzeyle göz göze gelmeseydim...Ruhumda derin izler bırakmış  demek ki o anı hiç unutamıyorum...
Evcilik oynardık  Sibel'le de ; doktorculuk , dişçicilik,  gelin olurduk bazen ... Hatta bir keresinde beni gelin kılığına sokup doktor amcayla beraber fotoğrafımı çekmişler ...Aşağıdaki fotoğraf ;nasıl da süzülmüşüm gelin oldum diye...

 Nereden çıktı bu bebek ve oyuncak faslı derseniz ...Bu kadar oyuncakların , bilgisayar oyunlarının arasında çocuklar bizim çocukluğumuzdaki kadar mutlular mı diye soruyorum kendime..O bebek  ya da araba alındığı zamanki heyecanımız mutluluğumuz tadını çıkarmamız ,başkaydı hepsinin güzelliği ..Evet güzelmiş ve özelmiş bizim  çocukluğumuz, az da olsa oyuncaklarımız biz daha mutluyduk ; bilgisayar olmasa da oyunlarımız daha çoktu ...Gerçekti kahramanları ,sanal değildi hiçbirisi...Oyunların arasında eve koşup elimize kıstırdığımız yağlı ekmeğin , salçalı ekmeğin tadı bile güzeldi..Mahalledeki kavgalarımız bile güzeldi kardeşlerimizle..Hatta biz Ayşe Emel kardeşimle sabah küserdik, öğleyin unutup okula beraber giderken aklımıza gelirdi ''''küstüydük'''' ya biz diye... ...Büyüdük artık ; bizimle beraber dertler de büyüdü sanki ama olsun; her şeye rağmen yaşadıklarımız güzelmiş; yaşayacaklarımızın da güzel olması dileklerimle ....
Üst kattaki Doktor amcaların evinde ...Beni süsleyip fotoğrafımı çekmişler ...Gelin gibi de süzülmüşüm..

21 Eylül 2013 Cumartesi

BOYADIKLARIMDAN..... MUMLUK VE GONDOL..

SERAMİKTE  BOYA ÜZERİNDE BEZLE EFEKT VE VARAK ÇALIŞMASI..

 Bakırköyde ahşap ve seramik malzemeler satan bir yerde aynı zamanda kurs vardı ..Tesadüfen    rastladım..Evde kendim bazı boyama çalışmaları yapıyordum zaten ama bu kursa 2 ay kadar gidince ufkum  açıldı diyebilirim...

       Aynısının varakla değilde yaldızlı boyayla olanından ablacığıma da yapmıştım...Kızıma da çeyiz olarak            gümüş varaklısını yaptım..Daha sonra onu da paylaşırım inşallah...

DEĞERLENDİRDİKLERİMDEN...KOTTAN POŞETLİK

OĞLUMUN KOT PANTALONUNDAN POŞETLİK
Kot pantalonun üst kısmını kullanmıyoruz..Sadece iki paçasını altından kıvırıp lastik geçirdim ..Üstten koyduğum poşetleri alttan çekebilmek için...Üstten de evdeki kurdelalardan 
torbanın ağzını toplayarak fiyonkla süsledim...Bocuklar ve nazarlıklar dikerek azıcık daha süsleyince 4-5 yıldır kullandığım poşetliğim mutfakta yerini aldı...

          Yıkayıp yıkayıp kullandığım poşetliklerim ; üstelik oğluşumun küçükken giydiği pantalonundan

DEĞERLENDİRDİKLERİMDEN ...


OĞLUMUN KOT PANTALONUNDAN POŞETLİK


Kot pantalonun üst kısmını kullanmıyoruz..Sadece iki paçasını altından kıvırıp lastik geçirdim ..Üstten koyduğum poşetleri alttan çekebilmek için...Üstten de evdeki kurdelalardan 
torbanın ağzını toplayarak fiyonkla süsledim...Bocuklar ve nazarlıklar dikerek azıcık daha süsleyince 4-5 yıldır kullandığım poşetliğim mutfakta yerini aldı...

18 Eylül 2013 Çarşamba

ÖRDÜKLERİMDEN.... KOKOŞ BOYUN ATKISI ..


KIŞIN VAZGEÇİMEZİ ATKILAR....


   
    EVET KIŞIN SOĞUKTAN KORUYAN ATKILAR , ÖZELLİKLE SON YILLARDA        KIYAFETİMİZİ TAMAMLAYAN AKSESUARLARIMIZ OLDULAR...


ÖRGÜYE YENİ BAŞLAYAN BAYANLAR İÇİN EN KOLAYIDIR ASLINDA...AZALTMAK, ÇOĞALTMAK YOK , ŞEKİL VERMEK DE YOK...KIZLARIMIZ ÖRGÜYE BAŞLARKEN ONLARA SEVDİRMEK İÇİN BİR İP İKİ ŞİŞLE '''HAYDİ BİR ATKI BAŞLAYALIM KIZIM'''
DEMİŞİZDİR ÇOĞUMUZ... BU ATKIYI GEÇEN KIŞ ÖRDÜM KIZIMCIĞIMA ...BİRAZ KOKOŞ GELDİ ONA AMA ARADA KULLANDI YİNE DE

17 Eylül 2013 Salı

BİRAZ DA ŞİİRLERLE KONUŞALIM..

Arkadaşım için eşinin yazdığı güzel şiir ...Ne güzeldir eşi tarafından adına şiirler yazılacak kadar takdir edilmek...Güzel duygularımızı kaybediyoruz sanki maddiyatın ön plana geçtiği şu gelip geçici dünyada ...Bir 50 yıl sonra böyle duygulu dizeler dökülecek mi insanların gönlünden diye merak ediyorum açıkcası...

16 Eylül 2013 Pazartesi

ÖRDÜKLERİMDEN ...HAV HAVLI ÇANTA

BİZ HANIMLAR DEĞERLENDİRMEK ADINA FORMÜLLER BULURUZ ..
Evde bazen çok yeni ama kullanmadığımız çantalar olabiliyor ...Eğer bir de hafif bir çantaysa başka bir kılıfla kullanılır hale getirmek mümkün...
Kızımın tek kalan peluş terliğini ; yine örerek kapladığım başka bir çantanın kapağına düğme şeklinde dikerek değerlendirdim...5-6 Yıldır kullandı...
Hav havlı çantamız

ÖRDÜKLERİMDEN..ÇANTA...

 Evde kalan iplerden kızım yaz tatilinde haroşodan kareler ördü...Ben de onları birleştirip kullanmadığımız bir çantamızı kapladım...Ortaya kızımın fakültenin ilk yıllarında kullanabildiği bir çanta çıktı...Kimse de olmayan masrafsız , ipleri değerlendirdiğimiz bir çanta...
Çanta

15 Eylül 2013 Pazar

SAHİBİMİZE YÖNELELİM....

SAHİBİMİZE YÖNELELİM....

15 Haziran 2012, 23:51

Günümüzde insanımızdaki en temel eksikliklerden biri ve hatta en başta geleni maneviyatındaki eksiklikler ....Fakat insan nefsine kapıldığı için kendindeki manevi eksiklikleri zor kabullenir  hatta bazıları hiç kabullenemez....Kimse ben biraz kıskancımdır, ben biraz gıybet etmekten hoşlanırım, ben biraz kalp kırıyorum, ben biraz kibirliyim demiyor..''''''Önemli olan kalp temizliği!!'''' diyenden de geçilmiyor ortalık...:)Yani dolaylı olarak bu'''' benim kalbim temiz demek''''....Halbuki bu manevi hastalıklardan hepimizde var....Belki birinden çok öbüründen az ama mutlaka var.....

Nasıl bir yerimiz ağrıdığında tedavi için doktora koşuyorsak, bu manevi hastalıklar için de bir şekilde tedavi olmamız gerekiyor...7 Yaşımızda ne isek 70 yaşında da aynısı olmamalıyız....Eksiklerimizi kusurlarımızı anlayıp hayatımız boyunca bunları gidermek için çaba sarfetmeliyiz...

Günümüzde kimse karşısındakine güvenemiyor...Bir derdimizi, sırrımızı paylaşacak insan bulmakta zorlanıyoruz...Karşı komşumuza bayram ziyaretinden hatır sormaktan ve hatta gülümsemekten bile çekinir hale geldik..
Kapımızın zili çaldığında açmaya korkuyoruz, açtığımızda tanımadığımız bir kimse varsa mutlaka şüpheyle bakıyoruz...Hatta kapımızın önünde ayakkabımızı çıkaramaz olduk...Çünkü misafirlerimizi evden uğurlarken kapının önünde içeri almayı unuttuğumuz ayakkabıların yerinde yeller estiğini görüp başımızda kaynar sular dökülerek evden verdiğimiz ayakkabılarla göndermek gibi çok kötü tecrübeler yaşamak zorunda kalıyoruz...

Yüzyıllar öncesinden İslamın elçisi Allah'ın Resulü yoluyla beş vakit namaz emredilmiş.Miraç Peygamber Efendimize nasip olmuş bir gece O bütün Peygamberlerden mertebe olarak kat be kat üstün .....O gece  namaz bizlere emredilmiş bir nimet ve hediye aslında..... İhlasla  namaz  kılan kişi evinin önündeki havuza 5 defa girip yıkanan kişi gibidir ,manevi olarak arınır temizlenir denilmiş...Hakkıyla kılınınca sahibini günah işlemekten alıkoyar namaz denilmiş....Manevi hastalıklardan da namaz kılarak ve Allah'ı anarak kurtulabiliriz...

Bizi yaradan Rabbimiz mutlu olabilmemiz için reçeteyi de vermiş...Rad suresi 28. Ayetinde '''''Kalpler ancak Allah'ın adını anmakla mutmain olur''''buyuruyor...Demekki KALBİN HUZUR BULMASI İÇİN LÜZUMSUZ ARAYIŞLARA GEREK YOK..Ruh Elest Bezminde Rabbine verdiği kulluk sözünü tutmak Sahibine koşarak perdeleri aralamak, kötü huylardan ve  kalbi rahatsızlıklardan arınarak O'nun rızasını kazanmak ve O'nunla olmak istiyor..İstiyor ama imtihan sırrı gereği bulunduğumuz  bu dünyada nefsimiz ve dünyevi zevkler ve tabii ki şeytan buna engel oluyor....

Bu mübarek aylar , kandiller bizler için birer fırsat değil mi?....Nefsimizle mücadele edebilmek, tövbemizi ederek yeniden başlayabilmek, ibadetlerimiz ve mümin kardeşlerimize yardımcı olarak sevaplarımızı artırabilmek elimizde....
Allah'ım hepimizi istediği gibi ibadetlerimizi yapabilen ,günahlardan arınabilen , örnek insanlardan eylesin inşallah...'''''''Müslüman bir kanadı ahirette bir kanadı dünyada olan çift kanatlı kuş gibidir ''''' sözü gereğince dengeyi sağlayarak '''''PUSULAMIZI SAHiBİMİZE YÖNELTENLERDEN OLALIM İNŞALLAH....''''

YİRMİ YILDIR BABASIZIM...

YİRMİ YILDIR BABASIZIM...

15 Haziran 2013, 19:24
Babamın 20. ölüm yıl dönümünde yazmıştım...19 Mart 2012 de...Şimdi 21 yıl olmuş...EVET YİRMİ YILDIR BABASIZIM...CANIM BABAM ARAMIZDAN AYRILALI BU GÜN TAM 20 YIL OLMUŞ...BİZ YETİM KALALI KOSKOCA 2O YIL GEÇMİŞ...SOKAKTA GÖRDÜĞÜM HER YAŞLIYI BABAM YAŞASA BÖYLE OLACAKTI DEDİĞİM , FOTOĞRAFLARINA BİLE BAKAMADIĞIM, HAKKINDA KONUŞMAYA VE KONUŞULMASINA DAYANAMADIĞIM 20 YIL....NE GÜLMELERİMİN NE GEZMELERİMİN NE SOHBETLERİMİN ESKİ TADINI ALAMADIĞIM YILLAR.....KAPI KOMŞUMUZ KÜTAHYALI YILLAR ÖNCE İSTANBUL'A OKUMAYA GELMİŞ VE BURADA KALMIŞ EMEKLİ MAKİNE MÜHENDİSİ MUSA AMCAYI GÖRDÜKÇE SARILMAMAK İÇİN ZOR TUTUYORUM KENDİMİ....NAMAZ VAKİTLERİNİ KAÇIRMAYAN GÜZEL BEYAZLAMIŞ SAÇ VE SAKALIYLA AYDIN İLERİ GÖRÜŞLÜ ÇOK SEVİMLİ BİR AMCAMIZ....

2 KIZDAN SONRA 3 KIZ TORUNUNU GÖRMÜŞ VE ÇOK SEVMİŞTİN..İLLA DA ERKEK DİYE TUTTURANLARIN DA OLDUĞU O DEVİRLERDE...SEN GİTTİKTEN SONRA BİR ERKEK TORUNUN GELDİ BENİM OĞLUM....YILLAR SONRA İLK TORUNUN BURCUNUN BİR KIZI OLDU ŞİMDİLERDE DE BİR OĞLU...BİR ARAYA GELİNCE HEP EKSİKLİĞİNİ HİSSETTİK AMA ÜZÜLMEMEK ADINA DİLLENDİRMEDEN GÖZÜMÜZDE YAŞ BOĞAZIMIZDA DÜĞÜMLENMELER DE OLSA....EVET 20 YILDIR BABASIZIM AMA HİÇ BABASINI GÖREMEYENLERİ DÜŞÜNÜNCE NE KADAR ŞANSLIYIM   İYİ Kİ SENİ TANIMIŞIM....

CANIM BABACIM ZENGİN BİR SÜLALENİN FAKİR VE YETİM KALAN BİR ÇOCUĞU OLARAK ÇALIŞIP DİDİNDİN HELAL YOLDAN BİZLERİ YETİŞTİRDİN....BİZE DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK,İYİLİK,GİBİ HASLETLERDE ÖRNEK OLUP ÇOK GÜZEL BİR MİRAS BIRAKTIN...BİZ SENDEN RAZIYIZ ALLAHIM DA RAZI OLSUN...YATTIĞIN YERLERE NURLAR YAĞSIN....BAŞTA RESULULLAH EFENDİMİZ (sav) OLMAK ÜZERE BABAM VE TÜM KAYBETTİĞİMİZ ANA ,BABA NENE, DEDE, KARDEŞLERİMİZE ALLAHIM MAĞFİRET VE RAHMETİYLE MUAMELE EYLESİN...GÜNAHLARINI AFFETSİN....CENNET VE CEMALULLAHIYLA MÜŞERREF EYLESİN.....BİZLERİ DE HAKKIYLA KUL HABİBİNE ÜMMET EYLESİN.....AMİN....

GÖNLÜMDEKİ BÜTÜN KELEPCELİLERİ SALDIM GİTTİ....!

GÖNLÜMDEKİ BÜTÜN KELEPCELİLERİ SALDIM GİTTİ....!

4 Mart 2013, 12:28

Rahmetli  babamın beni azarlamasını özledim....Nasihatlerini özledim....Azar işittiğimde nazlanarak yemeğe gelmek istemediğimde yanıma gelip ısrarla beni masa başına götürmelerini özledim...Bazen yemekten sonra kahve yapmamak için , bazen bayramlardan önce dükkana yardıma gitmemek  için, bazen de sebepsiz yere babacığıma naz yapmayı özledim...

Rahmetli babaannem le anneannemin bir araya gelip gelinlerini çekiştirmelerini özledim...Davet yemeklerinde güzelce yedikten sonra yemeklerle ilgili yorumlarını  ''et biraz sert olmuş dişim basmadı; tatlının ırvağı az duru olmuş  vs.'''.özledim.....Biz  çocuklar gürültü yaparken '''susun gali bi çocuklar kafamızı şişirdiniz '' diye bize bağırmaların  özledim....

Annemin  '''böyle dağınık olursan  yapılan temizlik belli olmaz, elbiseni çıkarıp ters bırakırsan işin rast gitmez,  her şeye cevap yetiştirirsen 2 günde kapının önüne koyarlar....Erken kalkan işine geç kalkan düşüne ''' şeklindeki ikazlarını özledim...

Sabahları kaldırılmayı,  annemin hazırladığı kahvaltıyı, gece yatarken sucukların üstüne yumurtayı kırıp yanında turşu yediğim günleri özledim...

Okulda '''gülmeyin bakayım susun biraz !!!!''''diye hocaların tatlı sert bir dille uyarılarını özledim...Şiir okuduğum müsamerelerde yorulduğum, yarınki sınavın notlarını aradığım , sınav günü heyecandan şaklabanlıklar yaptığım günleri bile özledim...

Eve misafir geldiğinde annemin kahve pişirmem için yaptığı yüz jimnastiklerini, çaydan sonra tabak içinde şeker tutar gibi birisi ıslak birisi kuru bezleri misafirlere gezdirmeyi özledim..

Herkesin evinde olan tartışmaların yaşandığı günlerimizi bile özledim...Arkadaşlarımla küsüp sonra küstüğümü unutup evine gittiğimde gülme krizi geçirdiğimiz günleri de özledim...

Büyüklerimle farklı konularda anlaşamayıp kendimi ifade edemediğimi düşünüp kapris  yaptığım günleri özledim...Şimdilerde kimseye yapamıyorum çünkü hep bana yapıyorlar anne olunca ....Anneme de kıyamam yaşlandı çünkü...Yani naz yapmanın bile zamanı ve muhatapları  olması gerekiyor ...

Anladım ki ben aslında sevdiğim insanları  ve onlarla olan muhabbetimizi özlemişim..Anladım ki eskiden şikayetçi olduğum üzüldüğüm pek çok şeyi boşuna dert etmişim...Keşke hayatta olsalardı da beni azarlasaydılar diyorsam eğer bu gün demek ki kızmamak, üzülmemek, kırılmamak gerekiyor özellikle de sevdiklerimize...Gün geliyor ya araya yollar giriyor ya da ebedi  ayrılık  boynumuzu büküyor...Bir söz var:''' gün gelir sevdiklerinizi incitmek için bile yanınızda bulamayabilirsiniz ''''diye hani....Yanımızdakilere çok şükür ...Verdiğin nimetlere çok şükür....Havaya girdim ben bu yazıyı yazarken tefekkürüm sayesinde.... Beni kıran herkesi affettim gitti...!!!! Ölüm var ;ayrılıkların en uzun ve gerçek olanı...Orada bir şekilde buluşup yüzleşmek ve hesap vermek var...Gönlümdeki bütün kelepcelileri saldım gitti...!!!  Olur da belki ileride bu gün sinir olduğumu düşündüklerimi  de  özleyiveriririm belli mi olur...!!!..Ohh ....Bu af kararı sayesinde hafifledim , ferahladım....Darısı gönlünde mahkumları çok olan kişilere....

DÜRÜSTLÜK GERÇEKTEN PAHALI BİR MÜLK...

DÜRÜSTLÜK GERÇEKTEN PAHALI BİR MÜLK

3 Mart 2013, 20:57
                                 
   ''''Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!'''''                                                         
                                               Hûd, 112
Nedir bu insanların geldiği nokta anlamakta bile zorlanıyorum...
Yalan nasıl söylenir ; sesiniz ,elleriniz titremeden ,ateş basmadan....
Yalan söylediğiniz bir insanın yüzüne nasıl tekrar bakılır ;yüzünüz kızarmadan...
Karşınızdakileri aldatmak size ne kazandırır?...Bir süreliğine avutursunuz kendinizi belki...
Ama mutlaka çıkar ortaya o zaman bununla yaşayabilmeyi nasıl beceriyorsunuz...?
Bazı insanların derileri mi daha kalın acaba ?
Haysiyet, merhamet, dürüstlük ,haya gibi güzel hasletlerden nasibini hiç mi alamamıştır bazıları...
İnsanın kendisi olması çok mu zor...Olduğu gibi neden görünemez insanlar ;kendilerine güvenemediklerinden mi?
Dürüstlük gerçekten çok pahalı bir mülk....Kimsenin serveti malı mülkü onu edinmek için yetmez...
Ya genetik bir geçişi olacak, ya da anadan babadan geçecek yani onlar iyi örnek olacak evlatlarına ve bu hasleti verecek ...
Ya kişi Allah'tan gerçekten korkacak öyle ki elini ateşe tutmaktan nasıl çekinirse günah işlemekten öyle çekinecek...
Ya da güzel ve örnek insan olmaya karar verip tövbe edip kötü huylarını yontup güzelliklerini artıracak...
Yaniii   ''''7 sinde ne ise 70 inde de aynısı'''' olmayacak...!!!!
''''Can çıkar huy çıkmaz ''''sözünü doğrulamayacak...!!!!
Allah akıl vermiş...Kuranı Kerim gibi bir reçete vermiş....Doğruyu yanlışı belirtmiş...
Yetmemiş Resulullah Efendimizi göndermiş.....Ve Onun için :
''''O Canlı Kur'an dır ''''diyerek Sünneti terketmememiz gerektiğini vurgulamış.
Geldiğimiz noktada en temel sorun DÜRÜST OLMAMAK....
Herkes dürüst olsa pek çok sorun hallolur diye düşünüyorum...
Ailede ki fertlerden, mahalledeki marketten, yöneticilerden, politikacısına.....
Esnafından memuruna  ,işçisinden  emekçisine ,bakanından milletvekiline ...
Hepsinin temelinde DOĞRULUK DÜRÜSTLÜK  yoksa gerisi boş demektir...
Keşke bir alet olsa DÜRÜSTLÜK ÖLÇER diye   de kişiler buna göre bulundukları yerlere gelebilseler...
Neden mi taktım dürüstlüğe bu kadar...Facebook daki sahte hesaplar yüzünden ...
Sahte insanların ortalıkta boy gösterip yazıp çizebilmelerini hazmedemediğimden...
Normal hayatta yalan söyleyen dürüst olmayanlara tahammülüm yokken bir de tamamen sahtekarlık yapanlara hiç tahammül edemediğimden...
Kafasını kesseler yalan söyleyemeyecek ,alavere dalavereden anlamayan insanların bu dünyada nasıl üzüldüğünü yaşayarak bildiğimden...
Çoğunlukla rahmetli babam için  bizi dürüst yetiştirmişsin Allah razı olsun diye dua ederim...
Ama tıkandığım zamanlarda '''keşke biraz da bilseydik böyle şeyleri '''diye düşünüyorum ne yazık ki....
Düşündürenler utansın ama nerdee....!!!
Dürüst insanların gereken itibarı tam olarak gördüklerine inanmıyorum...
Hatta '''o biraz saftır ''' ve ya ''aptaldır ''' diye yakıştırmalar da olabiliyor eğer kendilerini başka hasletlerle desteklemezlerse...
Allahtan dürüstüz ama aptal yakıştırması yapılmadı şimdiye kadar çok şükür.....
Dürüstler için ne kadar zordur yalan söylemek ,yamuk yapmak , sözünde durmamak...!!!
Acaba sahtekarlar için de dürüst olmak aynı derecede zor mu ki....!!!
SONUÇ: DÜRÜSTLÜK GERÇEKTEN PAHALI HEM DE ÇOOK PAHALI BİR MÜLK
VE EN DEĞERLİ MÜLK....HELE HELE BU DEVİRDE....
SELAM OLSUN KENDİNİ BOZMAYANLARA ......!!!
SELAM OLSUN ÜÇ KURUŞA KENDİNİ VE DEĞERLERİNİ SATMAYANLARA....!!!
SELAM OLSUN DOSDOĞRU OLDUĞU İÇİN MAKAM MEVKİ SAHİBİ OLAMAYANLARA...!!!
SELAM OLSUN  ÜÇKAĞITÇILIK DOLANDIRICILIK BİLMEDİĞİ İÇİN KARINCA KARARINCA YAŞAYANLARA...!!!
SELAM OLSUN ALLAH SEVGİSİYLE VE KORKUSUYLA KENDİNİ DÜZELTEN TÜM İNSANLARA....!!!!

O ELLER BİZİ HİÇ BIRAKMASIN!!!.....

O ELLER BİZİ HİÇ BIRAKMASIN!!!.....

5 Nisan 2011, 13:18
      Yüzyıllardır süren Haçlı seferleri, topraklarımızı almak için yapılan yüzlerce savaş , destanlaşan  milli mücadelemiz ve en son Kıbrıs'ta Yunan'a verilen ders..... Şanlı,haysiyetli,onurlu bir tarihimiz var bizim...Herhalde dünyada hiç bir milletle bu kadar uğraşılmamıştır yıkılıp yok olsun diye..Topla tüfekle bilekle her seferinde boyunun ölçüsünü alan Haçlı zihniyeti  inancımız, örf ve adetlerimiz ,kültürümüze yöneltti manevraları....Kardeş olarak senelerdir yaşayan bir mozaiğin taşlarını yerinden oynatmak için planlı bir şekilde uygulanıyor uzun yıllardır  BİZANS ENTRİKALARI...
       .Bir yönden gelseler koymaz bize; nelerinin defterini dürmüşüz ama kalleşçe geliyorlar,dost görünüp kalleşçe sırttan vurmaya yelteniyorlar...Bizi biz yapan onlara karşı durabilmemizde bizi ayakta tutan tüm meziyetlerimizi yok etmeye uğraşıyorlar.Biz bazen ablamla konuşuruz işte babamız ,babaannem ,anneannem gibi çok sevdiklerimiz öbür dünyadan şöyle izinli olarak çıkıp gelseler de torunlarını filan bir görseler biz de onları görüp hasret gidersek diye.....
           Aslında tarihimizdeki büyük şahsiyetler böyle izinli gelip başımızdakilere, bütün parti liderlerine  yanlışlarını gösterip (şiddete karşıyız ama belki şöyle bir baksalar da yeterli olabilirdi ) seminerler verip nasihatler etselerdi ne iyi olurdu..
          Bir de hep şunu düşünürüm, hani bazı insanlar ben hayatımı korkular üzerine kurmam ,cennetti cehennemdi beni ırgalamaz diye hindi gibi kabara kabara dolanıyorlar ve  inananları dalgaya alıyorlar ya onlar da şöyle bir kaç saatliğine cennet ve cehenneme ışınlansalardı... Herhalde döndükten sonraki süt dökmüş kedi modundaki halleri görülmeye değerdi...
             Her neyse biz yine de imtihan dünyası olduğunu, bazı insanların inançlı olması için çok fazla delile gerek olmadığını,bazılarının da bu kadar delil ve işaretlerin arasında  adeta taş gibi kalarak nasipsiz olduklarını belirtelim...Rabbim evvela başımızdakilerin  sonra da hepimizin imanını; vatan ,millet, bayrak aşkını artırsın; bunları koruma dirayeti, aklı ve fikri versin... Bu toprağın üstündekiler boş bulunup hatalar yapsalar da memleketimizin üzerinde kara bulutlar dolaşsa da toprağımızın altındaki binlerce kefensiz yatanın , erenlerin, evliyaların da bir şekilde bizi koruduklarını düşünüyorum...Kara bulutların defolması ,bizi koruyan manevi ellerin bizi hiç bırakmaması dileğiyle...

NASIL BU HALE GELDİK!!!

NASIL BU HALE GELDİK!!!

24 Ekim 2011, 20:39
     Evet hepimiz zor günler geçiriyoruz, terör belası üzerimizden gitmiyor; şehit haberleri yüreğimizi dağlıyor, ateş en çok düştüğü yeri yakıyor...Gencecik fidanlar şehadet şerbetini içip toprağa gidiyor...Gün geçmeden analar babalar evlatsız kadınlar eşsiz, çocuklar babasız kalıyorlar ..Bu belayı üzerimize saranlar ise her üzüntümüzde her birbirimize düşmemizde daha çok memnun oluyor..Biliyolarr ki vatanımız üzerine oynanan oyunlar tıkırında ilerliyor, taşlar yerine oturuyor;onlar da pis pis sırıtarak ellerini ovuşturuyorlar...
       İnanın  terörden ve adını anmanın onların işine yaradığını düşündüğüm için mümkün olduğu kadar anmamaya çalıştığım o lanet olası örgütten en çok  nefret edenlerden biriyim ben de ....Şehit haberlerini alınca lanet etmeden duramıyorum bir çok insan gibi...Askerimize polisimize ufak çocukların taş atmasını kınıyorum, neden engel olamaz büyükleri bunlara diye kızıyorum; bu yaşta devletin resmi görevlilerine bunları yapanların büyüdüklerinde neler yapmak isteyeceklerini düşünmek bile istemiyorum...Bu lanet olası örgütün hem Kürt hem Türk halkına zarar verdiğini herkesin anlamasını ve buna göre muamele etmesi gerektiğini savunuyorum...
    Gelelim esas konuya ;ben  inanın Van 'da deprem diye duyduğumda hiç aklıma gelmedi orada çoğunlukla kimlerin yaşadığı..Sadece ölenler, yaralananlar ,bu soğukta evsiz işsiz kalanlar, çocuklar aklıma geldi ...Ne zaman ki facebooka  girdim ortalık kaynıyor, ''işte şehitlerimizin intikamı'', ''Allah verdi belalarını'', ''toprak da dayanamadı şehitlerimize'' vs., vs....Yapmayın gözünüzü seveyim, bizi getirmek istedikleri yere götürmeyelim güzel ülkemizi..Bizim örfümüzde başkasının felaketine sevinmek ya da bundan payeler çıkarmak yoktur; binlerce yıldır böyle durumlarda üzülürüz ve yardıma koşarız, konuşmalarımıza da dikkat ederiz...Acı çok taze olduğundandır diye düşünmek istiyorum ama kesilmedi bir türlü:Ağzı olan konuşuyor denirdi ya şimdi de facebooku olan paylaşıyor....
      Şehitlerimizin içinde Kürt kardeşlerimiz de vardı, depremde ölenlerin içinde de üniversite öğrencileri memur olarak orada bulunup  depremzede olan Türk vatandaşlarımız da var...Sapla samanı ayırt edelim, terör örgütünün elinden ne kadar çok Kürt vatandaşımızı kurtarır çekersek o kadar yararına olur ülkemizin...Oyuna gelip felaket tellallığı yapmayalım ne kadar çok bu coğrafyadaki vatandaşlar olarak kenetlenirsek bu mozaiği bir arada   tutan çimentoyu çatlatmazsak bilelim ki büyük düşmanlar ellerini ovuşturarak pis pis sırıtamıyorlar; planlarını uygulayamadıkları için sinirden kuduruyorlar...Tek temennim bu vatan için şehadet şerbetini içenlerin kemiklerinin sızlamaması, emeklerinin boşa gitmemesi..Bunun için de hep beraber yüzyıllardır olduğu gibi el ele gönül gönüle olalım,( Tabii ki devlet vazifesini tam manasıyla yapsın (!) bu konuya girersem çıkamam) Birbirimize düşmeyelim ki  DÜŞMANLARI KUDURTALIM...

MİSYONERLER CİRİT ATIYOR...

MİSYONERLER CİRİT ATIYOR...

6 Haziran 2013, 20:44
MİSYONERLER CİRİT ATIYOR..!!!
HRİSTİYANLIĞA DEVET ETTİLER BENİ BUGÜN .... KÖR OLASICALAR....!!!!BU GÜN MARMARA ÜNİVERSİTESİ  GÖZTEPE KAMPÜSÜNÜN ÖNÜNDEN GEÇERKEN BİRİ BENİM YAŞLARIMDA BİRİ ÇOK GENÇ İKİ BAYAN YANIMA YANAŞTILAR...ADRES FİLAN SORACAKLAR SANDIM..MALUM BENİM YÜZ KASLARIM BİRAZ GEVŞEKTİR...

GÜLÜMSEYİNCE DE YÜZ BULDULAR HERHALDE...ELLERİNDE BİR BROŞÜR...KENDİNİZE BAZI SORULAR SORUYOR MUSUNUZ ...MESELA ÖLÜMDEN SONRA NE VAR? PEYGAMBERLER HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ, DEĞİŞİK DİNLER NEDEN VARDIR? FİLAN DEDİLER..

BEN :''' BUNLAR BİZİM KAFAMIZI KARIŞTIRMAK İÇİN ÜRETİLMİŞ SORULAR SİZ MİSYONERSİNİZ HERHALDE ''''DEDİM LAFI DOLANDIRMADAN...YOK DEDİ PİŞKİN PİŞKİN YAŞLI OLANI...''''MİSYONER YABANCILARDAN OLUR ,BEN YEHOVA ŞAHİDİYİM ,TÜRKÜM ''''DEDİ...ÖZÜRÜNE BAKIN SİZ KABAHATİNDEN BÜYÜK...

KAN BEYNİME SIÇRADI DERLER YA AYNEN ÖYLE OLDUM...ZATEN KAÇ GÜNDÜR DOLUYUM..MEMLEKETTE OLANLARDAN...BİR DE ELİN HRİSTİYANI ÇIKMIŞ KARŞIMA NELERDEN BAHSEDİYOR...!!!ŞİDDETE KARŞIYIM AMA SÖZLÜSÜNE DEĞİL...

'''''SENİN TÜRKLÜĞÜN BATSIN ; BU MEMLEKETTE YEDİĞİN İÇTİĞİN HARAM OLSUN, ÖZGÜRLÜĞÜN BU KADARINA KARŞIYIM..MÜSLÜMAN MAHALLESİNDE SALYANGOZ SATIYOSUN KADIKÖYÜN GÖBEĞİNDE ...UTANMIYOR MUSUN''' DİYE BAĞIRDIM...O ARADA'''' İNCİLİ BİLİYOR MUSUNUZ''' '''İNCİL ARAPÇA KÖKENLİ BİR KELİMEDİR '''DİYOR BANA ..

BEN ALLAHI ,RESULULLAHI, KURAN-I BİLİRİM ..LAİLAHE İLLALLAH MUHAMMEDEN RASULULLAH DERİM ...SERT KAYAYA ÇARPTIN ...!!!!BU KAĞITLARI FACEBOOKTAN YAYINLAYACAĞIM DEDİM KAĞIDI ALMAK İSTEDİ AMA BEN ÇOKTAN ÇANTAMA ATTIM TABİİ...

BÖYLECE BENİMLE KONUŞTUKLARINA PİŞMAN OLDULAR ;BEN DE BİRİKEN GAZIMI ONLARA PÜSKÜRTMÜŞ OLDUM BAĞIRARAK AMA HALA ETKİSİ ALTINDAYIM VE ÜZGÜNÜM...

ÜNİVERSİTENİN KARŞISINDA İŞTE BÖYLE GEZİNİYORLAR AVLAMAK İÇİN İNSANIMIZI GENÇLERİMİZİ...LÜTFEN UYANIK OLALIM...BİZLER EVLATLARIMIZA GÜZEL DİNİMİZLE İLGİLİ TEMELLERİ VERMEZSEK KURDA KUŞA YEM OLABİLİRLER..AYRICA BU İNSANLARIN BU KADAR ALENİ BİR ŞEKİLDE FAALİYET GÖSTERMELERİ HİÇ DOĞRU DEĞİL ..

MEMLEKETİMİZ ÜZERİNDEKİ KİRLİ OYUNLAR TEK YÖNLÜ DEĞİL NE YAZIK Kİ ...HER TARAFTAN SALDIRI VAR...AYIK OLALIM, UYANIK OLALIM, BİR OLALIM..HER ZAMAN DEDİĞİM GİBİ DÜŞMANLIK DUYGULARIMIZI KARDEŞLERİMİZ ÜZERİNDE DEĞİL GERÇEK DÜŞMANLAR ÜZERİNDE HARCAYALIM..SEVGİLERİMLE...                                                                                                               BERRİN DÖNMEZ 

MUHTEŞEM HAYALLER....


6 Nisan 2011, 22:54



    Şu anda televizyonda Muhteşem Süleyman adlı dizi var..Sevemedim bir türlü bu diziyi Allah'tan yabancı bir dizi izliyormuşum gibi geliyor da,sinirimden duvarı yumruklamıyorum...Zaten kızım da bizzat o yabancı diziyi izleyen biri olarak diziden direk olarak kıyafetler vs uyarlanmış diyor (Tudor mu neymiş) ..Hoş zaten öyle uzun uzadıya  seyredemiyorum da ...

     Dizinin senaryosunu yazanlar harem hayatıyla ilgili kaynak yok diyorlar hayal ürünüymüş yani; tebrik etmek lazım senaristleri zengin hayal güçleri için; yani haremde erkekler cirit atıyor, dışarıdan gelen köle cariye yangınlar çıkarıp şehzadeleri kurtarıyor görünüp koskoca saray muhafızlarını uyutuyor güya...Hürrem Sultanın yüzünü doğru dürüst erkek görmemiş hayatında; ama bizim Hürrem başı bağrı açık 17.yüzyıl İngiliz kraliyet ailesinden fırlamış gibi kıyafet ve makyajlarla sarayın bahçelerinde boy gösteriyor.

    80 Yaşında at sırtında sefere giden 46 yıl ömrünü seferlere adayan bir hükümdar her işini bırakmış sarayda kadınlara kılıbıklık eden ,onlara ziynet hediye etmek için habire takı tasarlayan ,kadınların entrikalarına boyun eğen biri gibi gösteriliyor...Evet şunu unutmayalım ki  bütün tarihi şahsiyetlerin  bu millete kattıklarının yanında hataları da olmuştur...Çünkü yine unutmayalım ki onlar da birer insandılar...Omuzlarında o kadar yük ve sorumluluk olan insanlar bunlar, sözüm sadece Kanuni'ye değil M.Kemal Atatürk ,Fatih Sultan Mehmet hepsi bizden daha çok feda etmemişler mi bu millet için kendilerini...Onların eksilerini temşit pilavı gibi önümüze getirip durmak ,bu şahsiyetlerden soğutmak bize ne kazandırır ki..Batı olsun Amerika olsun kendi üç kuruşluk tarihlerini ballandıra ballandıra çocuklarına öğretip Barbar Türkler diye Türk düşmanlığını aşılarken biz de bizim çocuklarımıza bunları mı aşılamalıyız?İşte böylece her konuda olduğu gibi hem içeriden hem dışarıdan yıkma entrikalarına alet olmuyor muyuz?

         Tarihteki  hatalarımızdan ders alırsak elbette tekerrür etmez, kökünün sağlam olduğunu bilen gençler yere daha sağlam basıp geleceğe de güvenle yol alırlar.Dikiz aynasına zaman zaman bakmazsak çok kazalar yaparız Allah korusun.....Çok onurlu bir meslek olan  öğretmenliğimi yapamadım içimde ukdedir ama çok şükür ki bir tarih şuuru edinmişim, bunda emeği olan tüm öğretmenlerime sonsuz teşekkürler....Bazı arkadaşlarla farklı pencerelerden baksak da ben benim arkadaşlarımın hepsinin iyi niyetli olduklarına inanıyorum  ...Hepinize selamlar..........

ÇEKİN ELLERİNİZİ ÜLKEMİZDEN !

Cumartesi günü Gedizli arkadaşlarımızla kahvaltıda buluştuk çok güzel saatler geçirdik ; daha önceden planlanmış bir kahvaltıydı ama ani gelişen olaylarla birlikte gezi parkıydı tabii gündemimiz..Kahvaltıdan sonra toptan gezi parkına gidelim dediler..Ben beni görünce sizinkiler beni tartaklamasınlar diye şaka yapınca Betülcüğüm kuzenim bana büyük bir üzüm tanesini fırlattı hatta ..Güzelce yakalayıp ağzıma atıverdim...
 
Gittik Gezi Parkına ....Arkadaşlarımla uzun zamandır gitmediğim Taksime gitmiş oldum ; unutamayacağım hatıralarım arasında yer aldı onlarla ve orada geçirdiğim gün.....Konya'da Üniversite yıllarında henüz başım örtülü değilken Kızlar Yurdu Başkanı olarak başörtüsü yüzünden mağdur olan kardeşlerimiz için nasıl yerel gazetelere ya da bazı merciilere gidip yanlarında yer aldıysam bugün de buradaki kardeşlerimi anlamaya çalıştım...Biz oradayken şiddet içerikli bir durum yoktu ;biraz uzaktan biber gazı geldi burnumuza ..Çantamda astımlı olduğumdan zaten Ventolinimle geziyorum...Üstelik Betülün çantası ilk yardım dolabı gibiydi..Etrafı gözlemlemeye çalıştım ...Kendimce bazı dersler çıkardım...İncilerim dökülmedi, oraya gitmekle devrimci de olmadım CHP li de ...Benim de kendime göre aslında karşı olduğum durumlar vardı ;aklımdan onları geçirdim..Oradaki zihniyet başa geçse durum nasıl olurdu , kazanım ya da kaybettiklerimiz ne olurdu diye tarttım kendimce.. ...Bunlarla ilgili çıkarttığım sonuçları yazmayacağım bana kalsın...Ama oradaki herkes bizim kardeşimizdi, bu vatanın evlatlarıydı; kırgın ve öfkeliydiler..Gezi parkındaki eylemcilerin ilk fotolarına bakınca aslında içim burkuldu..Minik çadırları kurmuşlar ellerinde kitapları vs ..piknik yapar gibi yayılan gençler var ortada..Olayın bu noktalara gelmesinde kimlerin payı daha çok diye iyi düşünmek lazım..
 
Cumhurbaşkanımız bile '''mesaj alınmıştır'''' derken hala düşmanca tutum sergileyenler var...Hepimiz bu vatanın evlatlarıyız sağcısıyla solcusuyla hangi partiden olursak olalım başka bir ülkede ya da boyunduruk altında yapamayacağımıza göre birbirimizi anlamak bu kadar mı zor... !!. Bu sözlerim bütün kesimlere ..Sanmayın ki ben sevgi pıtırcığıyım ; sinirlerim alınmış...!!..Camiye namaza giden gruba hakaret edenlere de , gezi parkındaki gençlere hakaret edenlere de, tuttuğu partiyi futbol takımı gibi tutup bireysel değerlendirme yapamayanlara da ben kızgınım...!!
 
Üzülüyorum yazılanları okurken her iki taraftan da ipin ucunu kaçırıp düşmanına söylenmeyecek sözleri sarfedenleri görünce...!!! Eminim bizdeki karışıklıktan memnun olup ellerini ovuşturup pis pis sırıtan bir AB , ABD ve İSRAİL var...Düşmanlık duygularımızı kendi vatandaşımızda heder etmeyelim...Bu olaylar sırasında dışarıdakilerin beyanları da ayrıca hem miğde bulandırıcı hem de dikkat çekici...Sanki her şey onların istediği gibi ilerliyor gibi seviniyorlar diye bir izlenim bıraktı bende ...Asıl düşman dışarıda ; yüzyıllardır olduğu gibi...Hep diyorum kara bir el var ülkemizin üzerinde ; bütün partileri ,İKTİDAR VE MUHALAFETİYLE ama hepsini de piyon gibi kullanıyor...O kara eli bükebilen, '''kendi göbeğimizi biz kendimiz keseriz ; ÇEKİN ELİNİZİ ÜLKEMİZDEN...!!!''' diyebilenlerin artması ve siyasete sahip çıkmasını diliyorum ..
 
Bu toprağın üstündekiler boş bulunup hatalar yapsalar da memleketimizin üzerinde kara bulutlar dolaşsa da toprağımızın altındaki binlerce kefensiz yatanın , erenlerin, evliyaların da bir şekilde bizi koruduklarını düşünüyorum...Kara bulutların defolması ,bizi koruyan manevi ellerin bizi hiç bırakmaması dileğiyle...

BABAMIN VEFATINDAN ÖNCE BABAMIN VEFATINDAN SONRA

Evet Milattan önce ve Milattan sonra gibi benim hayatım da babamdan önce ve babamdan sonra oldu diyebilirim...
Onu kaybettiğimizde 28 yaşında idim..Belki küçük yaşlarda babalarını kaybedenlere göre çok şanslıyım ama hala babası sağ olanlara da imreniyorum...
Onunla aramızdaki bağ kuvvetliydi, adeta gözlerimizle anlaşırdık..Ben lise ikiye kadar ilkokuldan sonra Eski Gediz'den Y.Gediz'e babamla gidip gelirdim..Öğlenleri annemin bize hazırladıığı sefer tasını açar yemeklerimizi ısıtır beraber yerdik..Çoğunlukla artardı yemekler ''annenin eli çok boldur, yine fazla koymuş'' derdi gülümseyerek..Aramızda iş bölümü vardı dillendirmeden..Sofrayı birimiz hazırlar bulaşığı birimiz yıkardık; bulaşığımız da iki çatal iki tabak...Bana yumurta kırmayı babam öğretti; ben güzel yumurta kırarım derdi; zaten başka da yemek yapmazdı..
İlk kahve pişirmeyi de babamdan öğrendim ben ..Akşam yemeğinden sonra bir orta kahve mutlaka isterdi rahmetli babam...
Gençlik işte bazen üşenirdik pişirmeye ,küçücük yeğenimin (Burcum) ''Ben pişircem ben pişircem dedeme'' diye mutfağa koştuğunu görünce hepimiz gülerdik..Ah babacığım keşke sağolaydın da ben sana sabah akşam kahve yapsaydım..
Babam on bir yaşında iken babası ölmüş, o zaman Gediz'de ortaokul yok, Kütahya'da orta birden ikiye geçen çocuğu almışlar....
İçinde ukde kalmış babamın ablamı da beni de okutmak için elinden geleni yaptı.Babasız hayat mücadelesi veren bİr insan olarak her zaman kanaatkardı, akrabada olanın ziyanı olmaz diyerek durumu çok daha iyi olanları kıskanmamak gerektiğini vurgular....
Yeri geldiğinde ''akşam olunca herkes kendi evine gider'' diyerek de aile olarak birbirimize kenetlenmemiz gerektiğini anlatırdı bizlere..
.Babacığım her halinle mükemmel bir insandın ama bize biraz fazla dürüst olmayı, hiç yalan dolan bilmemeyi öğrettiğin için ben hayal kırıklığına çok uğradım hayatta öyleleriyle karşılaştıkça...Ama olsun, en azından vicdanım rahat oldu senin bize bıraktığın manevi mirası devam ettirdiğim için...Efendliğinle ,çalışkanlığınla, doğruluğunla, torunlarının ve bizim kalbimizde ve dualarımızdasın...
Babam ben bildim bileli namazını kılardı, hastalığa yakalanmadan iki yıl önce Kuran-ı Kerim okumayı ve bilmediği sureleri her gün kursa giderek öğrendi...Hatta hastalandığında ziyarete gelenlere:'', Kuran-ı öğrendim,kaç defa da hatmettim, Hacca da gidip geldim, iki kızımı da evlendirdim.daha ne olsun , bundan sonrası Takdiri ilahi ''diyerek ne kadar inançlı ve tevekkül sahibi olduğunu gösteriyordu aslında..
.Allah sevdiklerine böyle dertler verirmiş ki bakalım isyan edecek mi diye....Babam hastalığı süresince çoğunlukla bizim evde kaldı ve ölümü de bizde gerçekleşti ama bir kez olsun isyan etmedi..Bir hafta boyunca gözleri kapalı bilinçsiz bir halde uyuyan babam ölümüne yarım saat kala gözlerini ''Allah'' diyerek açtı ve başında biz dualar okurken o da son nefesine kadar ''Allah''diye zikretti....
On dokuz yıl olmuş seni öteki dünyaya uğurlayalı....Annemle ablam oturur konuşurlar zaman zaman seninle ilgili, resmin büyütülüp çerçevelenmiş, onlar astılar evlerinin bir köşesine bana da verdiler...Ben ne konuşabilirim senin hakkında uzun süre, ne de resmini asabildim duvarıma...Dolapta duruyor fotoğrafın.....Hatta ben bütün eski fotoğraflara pek bakamıyorum seni kaybedeli ....
Yine gülüyorum hatta kopuyorum bazı fotoğraflarımda olduğu gibi..Ama seni kaybetmeden önceki tadı yok be babam gülmelerimin bile....Seni kaybetmeden önce her şey pembeymiş, güzelmiş .....Ölüm ise acıymış babacım...İsterdim ki torunların yeni damatlarımız ,yeni minik torunların seni yakından görsünler, senin meziyetlerinden istifade etsinler....
Ama Takdir-i İlahi....Onlara ve bize bıraktığın onurlu adın, manevi mirasın ,seninle gurur duymamız, güzel ölümün tesellimiz.....
Hepimizin babası kendine özeldir ve bir nevi Kahramanımızdır onlar bizim....Ben uzun yıllardır yalnız Babalar Gününde değil devamlı boynu büküğüm aslında ....Sağ olanlar kıymetini bilip sıkı sıkı sarılsınlar babacıklarına...Benimle aynı kaderi paylaşanlar: Allahım rahmetini mağfiretini esirgemesin, kabirlerini nurla doldursun, mekanlarını cennet eylesin babalarımızın...Ne diyelim :Allah çocuklarımızı babasız bırakmasın, kocacıklarımızı başımızdan eksik eylemesin...Tüm babaların günleri kutlu olsun...

ÇOK ŞAŞIRDIM SONRA DÜŞÜNDÜM

Birkaç gün önce iftarda karşılaştığımız hem şehrimiz  ve akrabamız olan bir abimiz Gezi Parkına gittiğimi, Antikapitalist Müslümanlardan olduğumu duyduğunu söyleyince önce güldüm , afalladım…
Ama daha sonra her zamanki gibi düşündüm…
Bu abimizin facebookda hesabı yok , yani benim yazılarımı ya da paylaşımlarımı takip eden birisi değil…
Ona bu şekilde söyleyen her kimse niyeti iyi olmayan birisi olduğu kesin…
Demek ki  şer  güçler hala aleyhimizde uğraşıyorlar…
Önemli değil, beni anlayan ve seven dostlarımın daha çok olduğunu biliyorum…
Ama her şerde bir hayır vardır ; bu yazıma sebep oldular sonuçta….
Sonra bu abimize izah etmeye çalıştım…
Gezi parkına planlı gitmedim ; kaldı ki gitmekle hemen belli bir ideolojiden de olunmaz ki..
Her zaman söylediğim gibi insanların birbirini anlamaya çalışmasından yanayım…
Şu görüşten diye kestirip atmak ya da o insanı silmek bana göre değil…
Her partiden dostlarım var çok şükür…
Çünkü ben herkese potansiyel   gerçek anlamda mü’min, potansiyel vatansever, potansiyel Kuranına ,ezanına, bayrağına sahip çıkacak insanlar olarak bakıyorum…
Birileri yanlış yoldaysa bunda benim de sorumluluğum var demek ki iyi anlatamıyoruz, örnek olamıyoruz diye düşünüyorum….
Ama inşallah bir gün doğruda buluşacak herkes diye de ümit ediyorum..
Anti kapitalist Müslümanlık diye bir şeyi  Gezi parkı olayları sırasında duydum…
Benim hiç bir zaman antin kuntin  şeylerle işim olmaz….
Oldum olası güzel dinimizde yenilik yapmaya çalışan daha doğrusu bozmaya  çalışanları sevmemişimdir…
Anamdan babamdan nenelerimden gördüklerim, dinlediklerim, çok güvendiğim hocalarımın sohbetleri, okuduğum kitaplarına  itibar ederim…
 
Kur'an-ı Kerimimize, Resulullah Efendimizin (S.A.V) sünnetine , Ashabına , Evliyalarımıza, Sulehaya, Sıddıklara gönülden bağlıyım…Takva ehli insanlara hatta bazılarının başka türlü nitelendirdiği sarıklı, cüppeli ,eli tesbihli ,sakallı ya da çarşaflı  ve ya benden daha  tesettürlü insanlara da hayranım
Oldum olası böyle olmuştur…
Konya’da okurken kapalılara bakar özenirdim , yeni evliyken en sevdiğim semt Fatih di…
Özellikle gider tesettürlü bayanları seyrederdim , bir gün mutlaka kapanacağımı bilerek…
İçimde  bu duygu olduğu için de zaten bu konuda bana yardım edecek bir eş seçimim oldu ;ailemin de isteğiyle..
 
Her Ramazan ayında ya da Kurban Bayramı öncesinde yüzyıllardır uyguladığımız kuralların aksine ;
 " Tavuk da balık da kurban edebilirsiniz 
 Namazı 5 vakit değil 2 vakit de kılabilirsiniz ,
Adetliyken Kuran okuyabilirsiniz, oruç tutabilirsiniz ,
 Başörtüsüne gerek yoktur açıkken de namaz olur vs... "
 
 cinsinden sırf milletimizin aklını karıştırmak , kalbini bulandırmak için konuşanların iyi niyetli olmadıklarını , bu güzel milletimiz üzerinde oynanan oyunların bir parçasına alet olduklarını düşünüyorum…
Bunlarla ilgili yıllar önce bir gazetede RAMAZANDA İBLİSİ HATIRLATANLAR başlıklı yazı yazmıştım…
Bu ayda şeytanların eli kolu bağlanıyor ama piyasaya bu sefer de  bu şarlatanlar çıkıyor diye…
Üstelik unvan sahibi İlahiyat’da öğrenci yetiştiren kişiler pek çoğu…Asıl üzücü olanı da bu zaten…
Dışarıdan  yemleniyorlar  belli zamanlarda baykuş gibi ötüp yemleri kesilince susuyorlar…
Sağduyu sahibi olanlar bunlara inanmazlar ama zaten bazı şeyleri  yaşaması zor gelenlerin işine  de geliyor sanırım ;filan hoca böyle söyledi diye örnek veriyorlar bazen…
Allahım O’na yakınlaştıracak yoldan bizi şaşırtmasın….
Millet olarak güzel dinimizin kıymetini bilip yüzyıllardır yaşanan değerlerimize sahip çıkabilmeyi nasib eylesin…
Ramazan ayına hakkını verip  bayramı hak eden herkesin bayramı şimdiden mübarek olsun…
Hayır dualarınızda hatırlanmak dileğiyle…

DEPREM DE ANNE OLMAK

970 Gediz depreminde çocuktuk, bir gece aniden kendimizi sokakta bulduk , soğuktu, ağlayanlar üzülenler...Bizim evimize birşey olmamıştı ama hemen yanımızdaki bina yerle bir olmuş ölenler de çoktu..Bizim üst kattaki kiracımız olan doktor depremden bir hafta önce rahmetli babamla teşekkür mahallesindeki bir evin daha sağlam göründüğünü filan söylemiş babam da buna kızmıştı... Depremde o ev yıkılınca doktor mahcup bir şekilde babama teşekkürler etmişti..O zamanlar herhalde teşekkür kelimesi yeni ve sosyetik bir kelimeydi,yeni kurulan mahalleye de Teşekkür mahallesi deniyordu..
Neyse kendimizi çadırlarda bulduk,çadırların orada köprü varmış, (köprüden geçti gelin )türküsü de çok meşhurmuş ben de çocukluk işte o türküyü mırıldanırmışım. Annemler de hem sus derler hem de çocuk olmak varmış derlermiş..Hala büyükler anlatırlar..Tabi benim bu çadır keyfim uzun sürmedi annem babam Gediz'de kaldı, biz bütün sülalenin çocukları ve yaşlılarıyla Bursa'daki teyzemlere gittik,ev kampa dönmüştü, uzun zaman orada kaldık ;teyzemin kızı İpek yaşıtım olduğundan ben mutluydum.. Onun okuluna DEPREM ÇOCUĞU olarak gittim, misafir sanatçı gibi bütün sınıflarda gezdirilerek depremi anlattım...
Biz daha sonra Kütahya'ya taşındık ama yine Gedizimize döndük ilkokula başladığımda siyah önlüğümü teyzem dikmişti öğretmenler odasında Sevil abla benim önlüğümü çok uzun bulmuş ben de hazır cevap:'''-kısa ve açık açık giyinmişiz de öğetmenim deprem oldu, ondan önlüğüm uzun '''demişim ve hepsini güldürmüşüm...
İkinci depremde İstanbul'da iki de çocuğum vardı deprem yine gece yakaladı...Çocuklara siper olup babamızın öncülüğünde bir kenarda elimiz kolumuz bağlı sesli sesli selavat getirdiğimizi hatırlıyorum..Her şeyin ne kadar boş olduğunu ölümün de ensemizde durduğunu anladık...
Bu iki deprem arasında ben esas depremi canım babamı o kötü hastalıktan kaybettiğimizde yaşamıştım.Fakat hep düşünürüm herhalde en zor olanı depremde anne ve babasını kaybeden çocuk olmak...Yine kendim kurtulmuşum Allah korusun çocuklarım enkazın altında!!!! Herhalde en zoru depremde anne olmak!!!..Depremler, hastalıklar ,ölümler hepsiyle istemesek de karşılaşıyoruz...Bunlardan dersler alıp hayatımıza ölümden sonrası da var diyerek yön verebilirsek ne mutlu bizlere..
Biz uzun yıllardır Gediz'deki bayram ziyaretlerimizde evleri dolaşırken çok çabuk bitiyor, kabristanda daha çok yakınımız bizleri bekliyor,ordaki ziyaretimiz daha uzun sürüyor....(Mümin bir kanadı ahirette bir kanadı dünyada olan kuş gibidir)hadisi şerifini hayatımıza geçirebilmek en büyük temennim..Bu vesile ile depremde ya da başka bir şekilde ahirete intikal eden tüm yakınlarımızı rahmetle anıyor, Rabbimden mağfiret niyaz ediyorum..Kabirlerine nurlar yağsın inşallah...

GÜL KOKUN HALA YETİYOR KOKLAMASINI BİLENLERE....!!!!!..


RESULULLAH EFENDİMİZİN TEŞRİF EDİP KAİNATI AYDINLATTIĞI GÜNLER....
GERÇEKTEN DOĞUMU İLE SEVİNiLECEK VE İYİ Kİ DOĞMUŞ DENMEYİ HAKEDECEK İNSANLARIN ÖNCÜSÜ...
YÜCE ALLAH ONUN YÜZÜ SUYU HÜRMETİNE YARATTIM DİYOR HER ŞEYİ..
YAŞAMI BOYUNCA KUR'AN_I KERİM'İN DIŞINDA HİÇ BİR ŞEY YAPMAMIŞ NEBİLER NEBİSİ..
O CANLI KUR'AN DEMEK...
SÖZLERİ, UYGULAMASI İLE HER ŞEYİ iLE EN GÜZEL KUL VE RESUL...
ALLAHIM ONU ANLAYABİLMEYİ, SÜNNETİNİ YAŞAYABİLMEYİ VE YAŞATABİLMEYİ NASİB EYLESİN..
ALLAHIM KENDİNE HAKKIYLA KUL ,HABİBİNE ÜMMET OLABİLMEYİ NASİB EYLESİN....
HERŞEYİN ORTAYA DÖKÜLECEĞİ HESAP GÜNÜNE EN İYİ ŞEKİLDE HAZIRLANIP  PEYGEMBERİMİZ EFENDİMİZİN ŞEFAATİNDEN MAHRUM KALMAYALIM İNŞALLAH ...
İYİ Kİ TEŞRİF ETTİN YA RESULULLAH....!!!.İYİ Kİ TEŞRİF ETTİN VE NURUNLA HALA AYDINLANABİLİYORUZ.....!!!!.
GÜL KOKUN HALA YETİYOR KOKLAMASINI BİLENLERE....!!!!!..
KOKLAMASINI BİLMEYENLER , NASİBİ OLMAYANLAR ÇOK UĞRAŞTILAR, UĞRAŞIYORLAR..
YÜCE ALLAHIN '''SEN OLMASAN ALEMLERİ YARATMAZDIM '''DEDİĞİ RESULÜNÜ ARADAN ÇIKARIP MUHABBET KAPISINI KAPATMAK İÇİN...
YA RESULULLAH SENİN GÜL CEMALİNİ GÖRÜP GÜZEL KOKUNU VE SESİNİ DUYDUĞU HALDE İMAN EDEMEYİP MÜMİNLERLE SAVAŞANLAR OLDUYSA EĞER KIYAMETE KADAR DA OLACAKTIR BU NASİPSİZLER...
DİKENLERİN ARASINDAN GÜLLER ETRAFA MİS KOKULAR YAYMAYA DEVAM EDECEKLER...
SENDEN ALINAN FEYZ VE GÜZELLİKLER BU DÜNYAYI KİRLETMEYE ÇALIŞANLARI GERİ PÜSKÜRTECEK...
GÜL KOKUN HALA YETİYOR KOKLAMASINI BİLENLERE....YA RESULULLAH...
ALLAH ŞAŞIRTMASIN''''' LAİLAHE İLLALLAH MUHAMMEDEN RASULULLAH''''' DİYEREK GİDENLERDEN OLALIM İNŞALLAH...
''''AŞK DEDİĞİN HAKKA ŞEHADET, RESULULLAHLA MUHABBETTİR '''SÖZÜNÜ YAŞAYANLARDAN OLALIM İNŞALLAH....

      İZİNDEN GİDEBİLMEK ONU YAŞAYIP YAŞATABİLMEK ; AHİRETTE DE KOMŞU OLMAYI HAKEDEBİLMEK DİLEKLERİMLE KANDİLİMİZ MÜBAREK OLSUN... BU KANDİL İNŞALLAH HEM AİLELERİMİZ HEM MEMLEKETİMİZ  VE TÜM İSLAM ALEMİ İÇİN HAYIRLARA , GÜZELLİKLERE VESİLE OLSUN....
         '''''Konsun yine pervazlara Güvercinler,
           “Hu Hu” lara karışsın Aminler,...
            Mübarek akşamdır;
           Gelin ey fatihalar, yasinler...''''''