İzleyiciler

29 Ekim 2013 Salı

GEDİZİMİZİN KEBABI...GERÇEKTEN BİZE ÖZGÜ BİR LEZZETTİR..

ERKEÇ ETİNDEN OLMASI BAŞKA YÖRELERİN KEBABINDAN FARKLI OLMASINI SAĞLAR..BEN ŞAHSEN BAŞKA YERLERDE ET ÇOK YAĞLI GELDİĞİNDEN YİYEMİYORUM..BU SEFER GEDİZDE YİYEMEDİM ..KURBAN ARİFESİ OLDUĞUNDAN SADECE SİPARİŞ ÜZERİNE YAPMIŞLAR...TELEFONDA KEBAP YOK DENİLİP ÇEVİRİLİRKEN GÖRÜNCE HEYECANLANIP BAŞKASININ SİPARİŞİ OLDUĞUNU ÖĞRENİNCE SAÇ KAVURMASIYLA YETİNDİK ÇÜNKÜ...İNŞAALLAH BAŞKA BİR SEFERE...

 ALTINA TEPSİ KOYUP , EV EKMEKLERİNİ DE DİZİP DAMLAYAN SUYUNDAN ISLANAN EKMEKLERİ AZ GÖTÜRMEDİK ZAMANINDA ...

26 Ekim 2013 Cumartesi

GEDİZ EV BAKLAVASI.....HARİKAYDI...

 BOL CEVİZLİ...ŞERBETİ BOL ...İNCE AÇILMIŞ YUKFASI...TÜM BU ÖZELLİKLERİYLE BU BAYRAMDA GEDİZDE YEDİĞİMİZ BAKLAVA TAM ÇOCUKLUĞUMDA YEDİĞİM BAKLAVALARIN LEZZETİYDİ...HANİ SOBA YANMAYAN BİR ODADA TEPSİSİYLE DURURDU DA GİDER GELİR ATIŞTIRIRDIK ...DOYAMAZDIK TADINA...AÇ KARINA TOK KARINA YERDİK ...BU BAYRAM BAKLAVAYA DOYDUM..

 .İSTANBULDAKİ EN ÜNLÜ MARKALARIN BAKLAVALARI SOLDA SIFIR KALDI GEDİZİMİN BAKLAVASININ YANINDA..TEŞEKKÜRLER MEHMET AYDIN KARDEŞİMİN AİLESİNDEKİ TÜM HANIMLARA ...ELLERİNİZE SAĞLIK ,NEFİSTİ...

25 Ekim 2013 Cuma

ŞİŞLERİ TIĞLARI KOYMAK İÇİN ...


AHŞAP BOYAMA ÜZERİNE VARAK ÇIKARTMA YAPIŞTIRARAK OLUŞTURDUĞUM DEKORATİF KUTU...



 BÖYLECE TIĞLAR VE ŞİŞLER DERLİ TOPLU DURUYOR.. KAPAĞINI KAPATINCA DOKORATİF BİR KUTU OLUYOR...

23 Ekim 2013 Çarşamba

ARABOĞLU ÇEŞMESİ...





MURAT DAĞINDA BUZ GİBİ AKAN ÇEŞME ...YÜZ YILLARDIR AKAR AKAR...KİMLER GELDİ KİMLER GEÇTİ BURALARDAN, KİMLER SULAR DOLDURDU ...HANGİ NİŞANLLAR, YENİ EVLİLER, KIZLAR, GELİNLER DAMATLAR SU İÇTİ...İÇENLERİN BİR KISMI GÖÇÜP GİTTİ ;AMA O HEP AKAR , AKAR, AKAR.......





 Çocukluğumuzda gençliğimizde burada yarış yapardık; kim elini daha fazla durdurabilecek soğuk suyun içinde diye...Kollarımız morarıp nerdeyse buz tutana kadar dakika tutardık ...Neydi ki derdimiz ? O kadar soğuktu işte suyu ...Karpuz çatlatan cinsinden ...Yine çok soğuktu , bir kaç yudum içtim şifa niyetine ...Hatıralar canlanırken bir bir gözümün önünde ...

22 Ekim 2013 Salı

TÜRKO ELMASI ...


GEDİZ'DE BAYRAMDA ABLAMLARDA GEÇİRDİĞİMİZ GÜZEL AKŞAMLARDAN BİRİ...TÜRKO ELMASIYLA DAHA GÜZEL OLDU  ...NE GÜZEL ELMADIR MİS KOKULU... İSTANBUL'DA RASTLAMADIM AMA GEDİZDE ÇOK YEDİM...


20 Ekim 2013 Pazar

GEDİZİMİZİN TARHANASI GİBİSİ YOKTUR...


Gediz'in tarhanasındaki lezzet hiç bir yerde yok ..
.Neden mi  ? Yapılışındaki farklılıktan ve malzemesinden olsa gerek...
Gölgede kurutulması , hiç güneş gösterilmemesi ,malzemelerindeki farklılık ve ne zaman dökülüp, ne zaman eleneceğini bilmek..Bunların hepsi tecrübe gerektiriyor ...Veee bizim Gedizdeki hanımlar bunu çok iyi biliyor...Evlerde pek çok hanım hem kendileri yemek için hem de dışarıya satmak için yapıyorlar.


 .Hamurken mis gibi kokan tarhanamız kış boyunca sofralarımızda , içimizi ısıtan vitamin deposu olarak yerini alıyor...

19 Ekim 2013 Cumartesi

GEDİZ HÖŞMERİMİ...BAŞKA YERDE YOK BU LEZZET...


GEDİZİN HÖŞMERİMİ HİÇ BİR YERİN HÖŞMERİMİNE BENZEMEZ....

.Gedizde evinde yapıp bize bu lezzeti yıllar sonra tattıran  Meliha Güneş kardeşimin ellerine sağlık..


Bu tarif başkasına ait .... HÖŞMERİM TARİFİ MALZEMELER bir kilo tuzsuz peynir bir su bardagı sıvı yağ bir bardak süt bir bardak toz şeker 2 bardak un 2 bardak irmik 1 yumurta bir paket kabartma tozu YAPILIŞI hepsini karıştırıp harman edip teflon tavaya koyulacak kısık ateşte çevirerek pişeçek kaşıktan düşüp toparlanıp tavada çok kısık ateşte tepsiye yağlayıp fırına verılecek ŞERBETİ 5 su bardagı toz şeker 4 su bardagı su kaynarken döküp tekrar fırına verılecek şerbeti içine alması için...

15 Ekim 2013 Salı

ESKİDEN KURBAN TELAŞI



.ESKİDEN KURBAN TELAŞI   
Kurban bayramlarında küçüklüğümde , kurbanlık alma telaşı sarardı evimizi...Babam rahmetli hayvandan anlamadığından yakınlarımızdan biri alırdı bizim kurbanlığımızı 2 gün önce...Eve geldiği anda başlardı panik , yalnız hindi beslediğimizden keçinin bakımından anlayan yoktu..Rahmetli babaannemin işi gücü onu beslemek olurdu, suyu verildi mi ,az yedi çok yedi; az meledi çok meledi vs.vs.:))Bir de babama  babamın rengini değiştirecek şekilde şunu derdi:''Ali felancalar hayvanı bizden ucuza almışlar bi hayvanları var bizimkini garnına guycak at gibi'' ...:)))     
  İlk gün kesme telaşı, kesildikten sonra etin onarılması: Yere meldinler serilir , et tahtaları konulur,önceden bilenen tüm bıçak ve satırlar aksi gibi o gün körelir, kesmek bilmezler...Ben bayramdan önce dükkanda babama yardım ettiğimden yorgun savaşçı; et telaşı fazla geliyor ve arazi olayım modundayım:))Babaannem, her bayram hayvanın iyi çıkmadığını söyler, dağıtırken herkese tam pay edemeyeceğini düşünüp heyecan yapar ama hep de yeter de artar bile)) Etler onarılır, hayvanın her zerzerresi değerlendirilir..Hatta bir bayram babaannem mumbar dolması yapmak için temizlenen bağırsakları üfleyip şişirmeye çalışırken ayakları havaya gelmiş arkaya doğru yatıp gitmişti de yerlere yatmıştık gülmekten, yıllarca konuşulmuştu...:))     
   Sonra et dağıtma zamanı gelirdi bu benim işimdi, yalnız bir sorunum vardı hem de çok büyük:(( Ete elimi değdirmekten hiç hoşlanmazdım, kendime göre formüler geliştiriyordum ...Bu huyumdan evlendikten sonra vazgeçtim diyebilirim el kapısında utandım herhalde:))       
             Sonra bayram ziyaretleri , en çok para veren büyükleri hala hatırlarız ablamla:))Davetler, davetler... Samimi sohbetler.. .Telaşlı melaşlı ne güzeldi eski bayramlar.. Keşke kaybettiklerimiz olsalar yanımız da da köle gibi hizmet etsem, bayram boyunca etraflarında pervane olsam:(( Keşke.. .keşke...Bu vesileyle AHiRETE İNTİKAL EDEN TÜM YAKINLARIMIZA YÜCE ALLAHIMDAN RAHMET DİLİYORUM ,KABİRLERİ NURLA DOLSUN.. Bu bayram tüm milletimiz için hayırlara vesile olsun, bayramımız kutlu olsun...























9 Ekim 2013 Çarşamba

GURBET KUŞLARIYIZ BİZ...


Evet hem de uzun yıllardır doğduğumuz topraklardan , ailemizden, akrabalarımızdan , tanıdıklarımızdan uzaktayız...Kimimiz gittiğimiz yerde belki dilinden dininden de uzak olduğumuz insanların içindeyiz...Ben onlara yani yurt dışındakilere En gurbettekiler diyorum...Çünkü onlara bakınca aslında biz pek de gurbette sayılmayabiliriz..
.Gurbet tecrübem ilk Konya'da fakültede okurken başladı...Ailem gönderirken pek de istekli olmadıklarından okul hayatım boyunca gıkımı çıkaramadım ;olur da okuldan alıverirler diye ...O zamanlar akşamları elektrik kesintisi olurdu belli saatlerde ..Yurtta şarkı türkü faslı başlardı , hep de acıklı olanlarından...Elektrikler geldiğinde hepimizin gözleri ağlamaktan şiş bir halde ama sanki farketmemiş gibi davranırdık birbirimize...Ben dönüşü zor olur , gurbete alışayım diye ilk 3 ay Gediz'e hiç gitmedim ..Yıl başı tatilinde ilk gittiğimde ,trenden Kütahya'da indiğimde eğilip toprağı öptüğümü hatırlıyorum...Sonraki yıllarda alıştım gurbette olmaya ; hatta ilk zamanlar yolculukta miğdem bulanırdı, zamanla yerini uykuya bıraktı..Yola çıkınca hep şaşkın olurum uyku ile uyanık arası yani..
Neyse Afyon Sandıklı, Kütahya ve Gediz'deki memuriyet hayatından sonra çocuklarla İstanbul'a döndüğümüzde asıl gurbetliği tatmış oldum diyebilirim...Çünkü insanın çocuklarının sorumluluğuyla gurbette yaşaması çok farklı...Bu dönemde arkadaşlarıma çok bahsetmişim şöyle yakın akrabam yok burada candan diye ...Şimdilerde yeğenler akrabalar çoğalınca bana ''çok dua ettin geçti ,Berrin sülaleyi topladın İstanbul'a ''''diyorlar...İstanbul'da Gedizli olması şart değil Kütahyalı olan herkesin neredeyse boynuna sarılasım gelir hala ...
Şu günlerde bayram dolayısıyla Gediz'e gitme hazırlığındayız...Epeyce olduk annem ablam devamlı İstanbul'a geldiklerinden fırsat bulup gidemeyeli...Hem çok seviniyorum hem de burukluk var içimde ...Hep böyle olur zaten ; hele gittiğimde sanki hep oradaymış gibi düşündüklerim ama aslında diğer dünyaya yolcu ettiklerimizi göremeyip Kabristanda ziyaret edince sevinçli dönemiyorum Gediz'den..Hatta gitmeden önce başlıyor bendeki bu burukluk yıllardır...
Hep söylüyorum bayramlarda ziyaret edeceğimiz büyüklerimizin sayısı kabristanda daha çok ...Allah şimdiki büyüklerimize uzun ömürler versin...Aslında bir zamanlar kimler daha çok harçlık verecek diye hesap yaparken şimdilerde harçlık vereceğimiz ufaklıkları sayıyoruz ...Demek ki yol almışız almaya da devam ediyoruz ..Allah hayırlı ömürler versin hepimize , ebedi dünyamız için bu dünyayı iyi değerlendirenlerden eylesin bizleri...Böyle düşününce aslında hepimiz bir şekilde gurbette değil miyiz?.. Gediz'de de olsam aynı duygular benim içimde olmayacak mı?.. Çocukluğumuza, gençliğimize , o yıllarda yanımızda olan ama şimdilerde uzaklarda ve ancak rüyalarımızda gördüğümüz yakınlarımıza değil mi hasretimiz?
Şu şarkının sözlerini yazan ne de güzel yazmış... ''''BEN GURBETTE DEĞİLİM GURBET BENİM İÇİMDE ...'''' diye ...Gerçekten de öyle ;nerede olursak olalım , kimlerle olursak olalım yaşımız ilerledikçe ve yanımızdakilerden ahirete uğurladıklarımız arttıkça gurbet içimizde olmaya devam edecek.. Belki de Bezm-i Elestten beri Yaradan'a olan hasretimizin sona ermesiyle bitecek bu duygu... .Allah hayırlısıyla, güzelliklerle, güzel yerde ,En Güzelin sancağının altında ,Güzeller Güzeli'nin huzurunda sevdiklerimizle bir ve beraber olabilmeyi nasip eylesin...

POSTA KUTULARI...BİZİM EVDE SAÇ KURUTMA MAKİNELİĞİ...


SAÇ KURUTMA MAKİNASINI KOYMAK İÇİN AHŞAP KUTULARI BOYAYIP AZICIK DA SÜSLEDİM....

 Aslında posta kutusu olarak kullanılır malum ama ben saç kurutma makinalarımızı koymak için boyadım ve banyo duvarıma astım...Böylece saç kurutma makineleri fişe takılı vaziyette yerlerinde duruyorlar...


                          Ahşap üzerine seramikleri boyayıp silikonla yapıştırdım....

7 Ekim 2013 Pazartesi

AİLE FOTOĞRAFLARINDAN DEKUPAJLA TABLO ÇALIŞMASI

FOTOĞRAFLARIM KALICI OLDULAR AHŞAP TABLODA...
Seçtiğim bazı fotoğrafları önce A4 kağıdına aktarıp sonra da boyadığım ahşap tabloya dekupaj çalışması yaptım...Üzerini vernikleyince de kalıcı oldular ...Şimdi duvarımda toplu halde asılı duruyorlar...


İkinci yaptığımda açık renkle boyadım ahşabı...


GELENEKLERİMİZDEN ..DOĞU ŞERBETİ GELENEĞİ

DOĞU MEVLİDİNE GİTTİK DE ....
Rahmetli dayımın torunu dünyaya geldi...İstanbul Maltepede...Doğu mevlidine gittik kızımla ..Her şey çok güzeldi...En çok da gürül gürül Kur'an-ı Kerim okunması, dualar edilmesi bizi memnun etti...Allah kabul etsin ..Hayırlı uzun ömürlü evlat olsun...Kızım doğu şerbetini çok sever..Gitmeden önce  şerbet olur mu ki diye bahsi geçmişti gülümsemeyle birlikte...Bir de baktık ki şerbetler ikram ediliyor...Modernize edilmiş süslü bardaklarla..Çok hoşumuza gitti , geleneklerimizin devam ediyor olması ve afiyetle içtik şerbetlerimzi...Tabii başka mamalarımızı da yedik içtik elhamdülillah dedik...




Yakışıklı oğlışumuzun çerçeveli fotoğrafıyla kurabişlerini de aldık tabii...

6 Ekim 2013 Pazar

ÖRDÜKLERİMDEN ...DANTEL ÇANTA

YILLAR ÖNCESİNDEN
Yaklaşık 29 yıl önce ördüğüm çanta...Üniversite ikinci sınıfa geçtiğim yaz örmüştüm...Ben kullandım..Astarını değiştirip , biraz değişikliklerle de  kızım kullandı ... Teyzemlere yaz tatilinde gittiğimde onun elinde örerken görünce özenip başlamıştım örmeye ...Aynı örnekten o zamanlar şömentabla dediğimiz türden masa ya da sehpa üstüne örtüler örülürdü, karşısına birleştirerek aymı motifi koyup ...Yenilerde de bu örneği uygulayarak kızıma yelek ördüm ..Onu da ileriki zamanlarda paylaşırım inşaallah...




3 Ekim 2013 Perşembe

ARKADAŞIMIN KARIŞIK TURŞUSU



Görünüş olarak benim yaptığım karışık turşuya benziyor ama  sirkesi daha az  arkadaşım Sümray Gökalp Tan' ın turşusunun ...Teşekkür ederek onun tarifini de paylaşmak istedim....Bu turşunun suyunun tarifini kursta almış...Yaza kadar bozulmuyormuş...Yaniii garantili bir tarif diyebiliriz...

TARİFİ : havuç,salatalık,sivri biber,lahana,saksı biber,kırmızı yağ biber,sarımsak hepsini küçük küçük doğradım harmanladım.
.Bidona yerleştirdim.
.Öncesinde en alta nohut attım bir avuç..
 Suyu 5 lt çeşme suyu,
2 su bardağı turşuluk tuz,
1 su bardağı sirke,
1 çay bardağı toz şeker,
1 yemek kaşığı limon tuzu..
Afiyet olsun